CETETU'NUN ARDINDAN

TÜBİTAK 4005 YEU 121B260 Coğrafya Eğitimine Teknoloji Entegre Edilmiş Etkinliklerin Tasarlanması ve Uygulaması 

2020 yılı Aralık ayında TÜBİTAK 4005 Yenilikçi Eğitim Uygulamaları kapsamında desteklenen CETETU isimli projeyi yapmaya karar verdik. Proje Ekibini (Prof. Dr. Adnan PINAR, Prof. Dr. Hasan KARA, Prof. Dr. Mehmet KARAYAMAN, Doç. Dr. Muzaffer ÖZDEMİR, Doç. Dr. Mehmet DENİZ, Doç. Dr. Cennet ŞANLI (15 Eylül 2021 yani dün Doçent Unvanını aldı kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum), Dr. Öğrt. Üyesi Adnan Doğan BULDUR, Dr. Öğrt. Üyesi Çağlar ÇAKIR, Dr. Öğrt. Üyesi Salih YILDIRIM, Öğrt. Gör. Ali MUTLU Arş. Gör Mesut IŞIKLI ve Hemşire Zeynep YALÇIN) oluşturduk ve yazmaya başladık. Aralık ayının sonunda projeyi tamamlamıştık. Ama halen daha eksikler olabileceği konusunda şüphelerimiz vardı. Neyse ki TÜBİTAK başvuru süresini bir hafta uzatınca yazdıklarımızı yeniden kontrol etme imkanı yakaladık. Son eklemeler ve düzeltmeleri yapıp Uşak Üniversitesi adına 2021 yılında TÜBİTAK'a verilen ilk proje olarak 06/01/2021 tarihinde başvurumuzu yaptık. 

CETETU benim içinde bir ilkti. Daha önce TÜBİTAK projelerinde uzman yada eğitmen olarak görev almış olsam da, yürütücüsü olduğum ilk projeydi. Projeyi yazarken daha önce yapılmış pek çok projeyi görmem gerekiyordu. Tecrübe sahipleri ile görüşmenin iyi olacağını biliyordum. Yazma sürecinde Doç. Dr. Cennet ŞANLI büyük katkı sağladı kendisine teşekkür ediyorum. Tecrübe çok önemliydi bu konuda TÜBİTAK projelerinde yürütücülük yapmış olan Prof. Dr. Ayşegül ŞEYİHOĞLU (Kendisinin bu proje ekibinde olmasını çok istedim fakat yoğunluktan dolayı katılamadı belki başka projelerde) ve Prof. Dr. Hasan KARA bana katkı sağladılar kendilerine çok teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Adnan PINAR hocamın benimle paylaştığı birikimi için ayrıca teşekkür ederim. Proje ekibinin tamamı özverili çalışmaları ile projenin ortaya çıkmasında emek harcadılar hepsine ayrıca teşekkür ediyorum.

Pandemi şartlarının devam ettiği bu süreçte yüz yüze eğitimleri yapmanın ne kadar doğru olduğu hep aklımda bir soru olsa da yine etkinlikleri yüz yüze Uşak'ta yapmaya karar verdik. Pandemi şartları yanında Uşak'ta proje yapmak oldukça zor görünüyordu. Konaklama, yemek, kırtasiye ve tabi ki etkinliklerin yapılacağı mekanlar. Konaklama, yemek ve kırtasiye ile ilgili farklı teklifler aldık. Proje etkinlikleri esnasında teklifler içerisinden Proje bütçesine en uygun olanı tercih ettik. Eğitimin yapılacağı yer Uşak Üniversitesi Kampüsü olarak planlanmıştı fakat her ihtimale karşı B planı olarak başka bir yer daha olmalıydı. Öğretmen evi en iyisiydi diye aklımıza geldi. Uşak İl Milli Eğitim Müdürü Bülent ŞAHİN bu konuda bize destek verdi. Kendisine proje ekibim adına teşekkür ediyorum.  Hepsi cevaplanması gereken zor sorulardı. Mevcut imkanlar dahilinde TÜBİTAK'ın verdiği bütçeye uygun olarak en iyi şartları oluşturmaya çalıştık. Umarım Uşak dışından gelen katılımcı coğrafya öğretmenlerim ve Proje ekibindeki hocalarım memnun kalmışlardır.

Bu yıl kabul edilen projelerin ilanı gecikmişti. Bizde biraz bu işin olmayacağını düşünmeye başlamıştık ki Mayıs ayının sonunda 2021 yılı için 4005 yenilikçi eğitim uygulamaları kapsamında kabul edilen projeler ilan edildi. CETETU'da kabul edilenler listesinde yer almıştı. Şimdi yeni bir heyecan ve telaş başlamıştı.  

6 Eylül 2021 Pazartesi günü başlamak kolay olmadı. Mümkün olduğunca bütün coğrafya öğretmenlerine ulaşmaya çalıştık. Fakat yaz tatili girmişti. Sanırım hepsine ulaşamadık. Biz projeyi yazarken Milli Eğitimin iş takviminde okullar 13 Eylülde açılacak görünüyordu. Biz hazırlıklarımızı yaparken takvim değişti ve okulların açılması 6 Eylül'e alındı. Eyvah! sorun büyük. 

Biz her şeye rağmen başvuruları almaya başladık. 

Pandemi yaz sonuna doğru yeniden artmaya başladı. Ne yapmalıydık. Ertelemeli miydik yoksa devam mı etmeliyiz. Proje ekibiyle görüşmeler, görüşmeler, görüşmeler ve sonunda hadi yapıyoruz dedik ve katılımcı listesini belirlediğimiz ölçütlere göre belirledik ve ilan ettik. İzin alamayanlar, salgına yakalananlar, temaslı olanlar derken liste her gün yenileniyordu. Bir öğretmenim beni aradı ve Milli Eğitim Müdürünün izin vermediğini ama kendisinin bu eğitime mutlaka katılmak istediğini söyledi. Bende Milli eğitim Müdürünü arayıp öğretmenim için izin istedim. Ve öğretmenim eğitime geldi. Listeye her gün yeni öğretmenler ekleniyordu. Herhalde listenin 1/3 ü değişmişti. Hatta 5 Eylül Akşamı bir öğretmenim annesinin rahatsızlığı nedeniyle mazeret beyan edip özür dileyerek katılamayacağını bildirdi. Yarın sabah etkinliklere başlıyorduk ve yeni bir öğretmen davet etmek bu saatten sonra çok zordu. Bizde Yolumuza coğrafya eğitimi sevdalısı, eğitime teknoloji entegrasyonu meraklısı 29 gönüllü coğrafya öğretmeni ile devam ettik. 

İyi ki devam etmişiz. Benim için yorucu fakat Projeye katılan coğrafya öğretmenlerimin neşesi, öğrenme isteği, uygulamalar esnasında gösterdikleri katılım ve birde dördüncü gün katılımcı öğretmenlerimin göndermiş olduğu çiçek bütün yorgunluğumu alıp götürmüştü. Proje ekibi de 5 günün sonunda benimle aynı duyguları paylaşıyordu. Öğretmenlerim de umarım aynı düşüncededirler. Yüzümüze mutlu olduklarını söylediler. İyi ki geldik dediler.  

6 Eylülde Projemizin açılışını yaptık. Tanıştık. Blog yazdık. Altı şapkalı düşünme tekniği ile Coğrafya Eğitimine Teknoloji Entegrasyonunu tartıştık. Umarım Projeye katılan coğrafya öğretmenlerim burada başlattıkları Blog'larına yazmaya devam ederler ve yazdıkları güzel bloglarla coğrafya ve öğretmenlik mesleğine katkı sunarlar.

Beş gün boyunca 17 etkinlik yaptık. Bunlardan ikisi arazide yapıldı. Şehrin tarihi dokusu ve Ulubey kanyonunu gezdik. Müzeleri ziyaret ettik. İl Kültür ve turizm Müdürü Sayın Sabri CEYLAN hem projemizin açılışına katılarak hem de müze gezilerimizde bize yardımcı olarak kolaylık sağladılar. Kendisine Proje ekibim adına teşekkür ediyorum. Gezerken çektiğimiz fotoğraflarla 4. gün yapacağımız belgesel hazırlama etkinliğinin dokümanlarını topladık. 

  
Diğer etkinliklerimizden 4'ü Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi CBS laboratuvarında yapıldı. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Lütfi ÖZAV'a Projemizin açılışına gelerek ve Laboratuvarın kullanılmasında vermiş olduğu destek nedeniyle teşekkür ediyorum. Projenin 3. gününde ARC GIS ve QGIS kullanarak nasıl etkinlik yapabileceğimizin tasarım ve uygulamasını yaptık. Umarım faydalı olmuştur.

Projemizin 4 ve 5. günleri WEB 2 araçlarını kullanarak coğrafya eğitimine teknoloji entegre etmeyi planladık. WEBQUEST hazırladık. Google Earth ile sanal arazi gezisi yaptık. Belgesel hazırladık. Dijital ortamda kavram haritaları ve sınav/Quiz hazırladık. 4. günün akşamında gündüz hazırladığımız belgeselleri izledik ve yarışma yaptık. Birazda eğlendik diye düşünüyorum. Burada Neslihan öğretmenime ayrıca teşekkür ediyorum. Güzel sesi ile söylediği içli türküler günümüze fark kattı. Belgesellerin her birisi bir kategoride birincilik ödülü aldı. Gayretlerinden dolayı proje katılan bütün öğretmenlerimi tebrik ediyorum. 


Son gün kapanış günüydü. Üç etkinlik Kahhoot, Dijital portfolyo ve Artırılmış gerçeklik. Çanakkale 18 mart Üniversitesinden bize katılan Doç. Dr. Muzaffer ÖZDEMİR hocanın yapmış olduğu Arttırılmış gerçeklik etkinliği hem öğretici hem de eğlendirici oldu. Umarım projeye katılan coğrafya öğretmenlerim burada almış oldukları eğitimi ve materyalleri sınıflarında kullanabilme imkanı bulurlar.

Etkinliklerimizi planlarken Eğitime Teknoloji Entegrasyonu modellerinden SAMR modelini daha çok dikkate aldık. Biz burada öğretmenlerin ders anlatırken kullanacakları materyalleri üretmekten ziyade, Eğitime teknoloji entegrasyonun aslı olan öğretmenin tasarlayıp öğrencilerin yaparak öğrenecekleri bir etkinlik planı hazırlamaya çalıştık. 
Öğrenciler öğrenirken 4 temel aktivitede bulunurlar; Okuma, Yazma, Araştırma ve Sunma. Öğrenci bu aktiviteleri yaparken teknolojiyi işe koşuyorsa, eğitime teknoloji entegrasyonu yapılmış olur. Teknolojinin işe koşulması farklı şekillerde olabilir. Kağıttan okumak yerine ekrandan okuya bilir. Okuma etkinliğinin bu şekilde yapılması da eğitime teknoloji entegrasyonudur. Ya da Öğrenciler ses, animasyon veya video araçlarını kullanarak ta okumayı gerçekleştirebilirler. 
Ödevlerini A4 kağıdına yazarak elden teslim etmek yerine Word belgesine yazıp, Mail yoluyla öğretmenlerine gönderebilirler. Yada onlarda bir blog sayfasında hazırladıkları sunumlarını paylaşabilirler. Hatta çalıştıkları okulun Blog sayfasını tasarlayan öğretmemin olacaktır. Kim bilir.....
Beş günü bu düşünce alt yapısıyla planladık ve uyguladık. Umarım başarılı olmuşuzdur. Katılan öğretmenlerde de düşünce alt yapımızdaki gibi bir alt yapı oluşturabilmişizdir. Coğrafyacının bakışı farklıdır. Herkes bakar, coğrafyacı görür. Bu nedenle Coğrafya öğretmenleri yaptıkları gezilerde çektikleri videoları ve fotoğrafları kullanarak daha etkili ders materyali oluşturabilirler. Hatta öğrencilerine bu etkinliği ödev olarak verebilirler.
Araziye gidemeseler de Google Earth programını kullanarak öğrencileri ile birlikte sanal ortamda arazi çalışması yapabilirler. 
Kendilerine ait bir portfolyo oluşturabilirler. Hatta öğrencilerinin çalışmaları takip etmek için onlarında dijital portfolyo hazırlamalarına yardımcı olabilirler. Ve diğer etkinlikleri...........
Eğer katılan öğretmenlerim burada birlikte tasarladığımız ve uyguladığımız etkinliklerden hiç olmazsa bir kaçını coğrafya öğretirken uygulayabilirlerse ne mutlu bize.
CETUTU ekibine ve Katılımcı coğrafya öğretmenlerime teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın. 

Prof. Dr. Adem SEZER
Proje Yürütücüsü


Duyurular

TÜBİTAK 4005 Yenilikçi Eğitim Uygulamaları kapsamında desteklenen "Coğrafya Eğitimine Teknoloji Entegre Edilmiş Etkinliklerin Tasarlanması ve Uygulanması (CETETU)" isimli projemizin katılımcıları belli oldu. Katılımcı listesine www.cetetu.com adresinden erişebilirsiniz.

SAMR Modelini Uygulayacak Öğretmenler İçin Kılavuz

SAMR Modeli, öğrenme sürecinde öğrenci aktivitelerini dikkate alarak görevlerin (yazma, okuma, araştırma, sunma) yapılma sürecinde teknolojinin işe koşulma durumlarını açıklar. SAMR modelinde teknoloji, dört faklı düzeyde işe koşulmaktadır. Bu düzeyler basamak olmaktan ziyade en etkili olan yolun seçilmesini anlatır. Aşağıda bu düzeyler anlatılmıştır. 

    YERİNE KOYMA/İKAME

  Sınıf içi dersler veya basılı çalışma sayfaları gibi geleneksel etkinliklerin ve materyallerin dijital versiyonlarla değiştirilmesi anlamına gelir. içerikte önemli bir değişiklik yoktur, fakat iletilme biçimi farklılaşmıştır.
    Burada amaç, işleri basit tutmaktır: tekerleği yeniden icat etmeye gerek yoktur. derslerinizi ve çalışma sayfalarınızı tarayın, bunları PDF'lere dönüştürün ve Microsoft One Drive, Google Drive veya benzer bir dosya paylaşım hizmetini kullanarak çevrim içi olarak yayınlayın. Derslerinizde kullandığınız haritaları, grafikleri, şekilleri düşünün ve bunları öğrencilerin kolayca başvurabileceği dijital formatlara dönüştürün. 
    Derslerinizi eş zamanlı ve eş zamansız versiyonlarını sağlamanıza da yardımcı olabilir. Zoom, Meet veya Skype gibi bir video konferans hizmeti üzerinden sınıf toplantıları düzenliyorsanız, katılamayan öğrenciler için bir kayıt oluşturun. Ayrıca öğrencilerin kendi hızlarında görüntülemeleri için kendi eğitici videolarınızda oluşturabilirsiniz.

    GELİŞTİRME

  Bu seviye, etkileşimli dijital geliştirmeleri ve yorumları (köprüler veya multimedya gibi unsurların birleştirilmesini) içerir. İçerik değişmeden kalır, ancak öğrenciler artık dersi geliştirmek için dijital özelliklerden yararlanabilir.
   Örneğin öğrenciler multimedya sunumları oluşturmak için dijital portfolyolar oluşturabilirler. Bu da onlara bir konuyu anladıklarını göstermeleri için daha fazla seçenek sunabilir. yazılı sınavlar yapmak yerine sınavlarınızı Socrative veya Kahoot gibi araçlarla oyunlaştırabilirsiniz.

    DEĞİŞTİRME

  Bu düzeyde öğretmenler, öğrenci çalışmalarını izleme, öğrencilere mesaj gönderme, takvim oluşturma ve ödev gönderme gibi sınıf içi ve dışı etkinlikleri yönetmek için Google Classroom, Moodl, Schoology veya Canvas gibi bir öğrenim yönetim sistemini kullanmayı düşünebilirler.
 Çevrim içi eğitim, çoğu geleneksel olarak ötekileştirilmiş öğrencilere yardımcı olabilecek yeni iletişim kanalları açar. Araştırmalar, kızların sınıfta konuşma olasılıklarının daha düşük olabileceğini gösteriyor, bu nedenle katılımı teşvik eden farklı iletişim yöntemlerinden faydalanabilirler.
    Bu arada Zoom'un metin sohbeti özelliği, öğrencilere sorularını yazmaları için bir fırsat verir. Bu görüşmeye düzinelerce öğrenci katılırsa daha az müdahaleci hissedebilir. Ayrıca düşüncelerini toplamayı tercih eden öğrenciler, çevrimiçi bir forumda veya e-posta dizilerinde daha yavaş tempolu, eş zamansız tartışmalardan yararlanabilirler.

    YENİDEN TANIMLAMA

   Öğrenme, daha önce sınıfta imkansız olan etkinlikleri mümkün kılarak, "yeniden tanımlama" düzeyinde temelden dönüştürülür.
    Örneğin, sanal mektup arkadaşları, ister başka öğrenciler ister bir alandaki uzmanlar olsun, öğrencileri dünyanın diğer bölgelerine ulaştırabilir. Sanal okul gezileri, Öğrencilerin Amazon yağmur ormanı, Louvre veya Mısır piramitleri gibi yerleri ziyaret etmelerini sağlar. Sınıfta bir kitap okuduktan sonra, yazarı çalışmaları hakkında sohbet etmeye ve soruları yanıtlamaya davet edebilirsiniz. 
    Teknoloji aynı zamanda gerçek izleyicileri sanal sınıfınıza getirme fırsatı sağlar ve öğrencilerinizden yayıncılar yapabilir. Çocuklar, kamu tüketimi ve geri bildirim için kendi wiki'lerini veya bloglarını yazabilir ve Quadblogging gibi platformlar, öğrencilerin hem yazması hem de yanıt vermesi için uzak sınıfları birbirine bağlayabilir. Öğrenciler, yakındaki bir nehrin su kalitesini araştırmak gibi yerel sorunları çözebilir ve topluluk üyelerini dijital tekliflerini değerlendirmeye davet edebilir.

SAMR'IN ÖTESİNE GEÇMEK

Son olarak, teknolojinin yalnızca içerik sunmanın bir yolu olarak değil, aynı zamanda öğrencilerinizle ilişkileri güçlendirmek için nasıl kullanılabileceğinizi düşünün.
SAMR'ın zirveye çıkılacak bir dağ olarak değil daha çok bir alet kutusu gibi olduğunu unutmayın. Amaç, en gelişmiş aracı kullanmak değil, iş için doğru olanı bulmaktır. Daha önemlisi, bir kaç önemli sorunun cevabını bularak, eğitime teknoloji entegrasyonunuz üzerine düşünmenin bir yoludur:

• Dersim teknoloji kullanılarak nasıl geliştirilebilir?

• Teknolojiyle öğrencilerin ilgisini nasıl çekebilirim ve güçlendirebilirim?

• Çevrimiçi öğrenme, özgün, gerçek yüz yüze öğrenmeye nasıl daha yakından benzeyebilir?

Orjinal Metin İçin tıklayınız....

Youki Terada May 4, 2020; A Powerful Model for Understanding Good Tech Integration 

Eğitime Teknoloji Entegrasyon Modelleri

 1- SAMR Modeli

SAMR modeli pedagojik bir yöntemden ziyade Öğrenme-Öğretme süreçlerinin nasıl tasarlanması gerektiğini anlatan bir yaklaşımdır. SAMR modeli; Eğitime Teknoloji entegrasyonu sürecinde öğretmenin öğrenme etkinliklerini tasarlarken öğrenci görevlerinin ve öğrenme süreçlerinin nasıl dönüştürülmesi gerektiğini açıklar. SAMR modeline göre bir tasarım yapılıyor ise teknoloji dört farklı adımda işe koşulur. Bunlar:

 Subsituation-Augmentation-Modification-Redefinition 

SAMR modeli adımlar

Biraz daha farklı bilgi için: http://www.egitimdeteknoloji.com/samr-modeli-nedir/ 

Dr. Ruben R. PUENTEDURA'nın anlatımıyla SAMR Modeli

SAMR modeline göre Eğitime Teknoloji Entegrasyonu yapılıyor ise tasarlanan etkinliklerde her bir adıma göre teknolojinin nasıl işe koşulduğuna dair bir kaç örnek verelim:






Eğitime Teknoloji Entegrasyonu

Eğitime Teknoloji Entegrasyonu

Eğitim üzerine çalışma yapanlar öğrencilerin daha iyi öğrenmeleri için yeni yollar aramaktadırlar. Nasıl öğretmeliyiz ki öğrencilerimiz daha başarılı olsun? sorusunun cevabını ararlar. Bunun için ortam, yöntem ve kaynakların nasıl tasarlanması gerektiğini araştırırlar. Yeni öğretim tasarımları geliştirirler, uygularlar ve sonuçlarını değerlendirirler. Geliştirilen her bir yeni ortam, yöntem ve kaynak öğrenmeye olumlu yönde katkı sağlıyor ise değerli bulunur ve uygulanır.  

Eğitim öğretim sürecinde hedef kitle öğrencilerdir. Getirilen her bir yeniliğin başarısı, öğrenciye uygunluğu yada öğrenci tarafından benimsenmesi ile doğru orantılıdır. Geliştirilen bir tasarım öğrenci tarafından beğenilmiş ise o tasarım uygulanabilirlik açısından önemli bir aşamayı geçmiştir. Bu nedenle öğrencilerin içinde bulunmaktan memnun olacakları bir ortam, işi zevkle yapacakları bir yöntem, kullanmak isteyecekleri bir kaynak varsa öğrencilerin böyle bir tasarımı beğenecekleri düşünülebilir.

Okullarda verilen eğitimin temel amacı mutlu bireyler yetiştirmek olmalıdır. Mutluluğun temel kaynağı ise bilgidir. Bilgiye erişim için çağın gerektirdiği yolları ve araçları kullanmak gerekir. Aksi takdirde bilgiye erişmeyi zorlaştırır, mutluluğa ulaşmayı geciktirmiş oluruz. 

Bu gün okullarımızda lisans düzeyine kadar eğitim gören çocuklarımızın neredeyse tamamı Z Kuşağı olarak adlandırılmaktadır. Bunların en temel özelliklerinden biri teknolojinin içine doğmuş olmalarıdır. Dünyanın değişik yerlerinde farklılıklar olsa da bu çocuklar daha yürümeyi, konuşmayı öğrenmeden dijital teknolojilerle yüzleştiler ve onları kullanmaya başladılar. Hayatları teknolojinin içerisinde gelişti. Okula gelmeden teknolojik araçları kullanarak öğrenmeler gerçekleştirmeye başladılar bile. 

Üç yaşındaki bir çocuk eline aldığı cep telefonunda yada tablette oyun oynayabiliyor. yazılı yönergelere ihtiyaç duymadan bir kaç deneme ile oklara basarak oyun sürecini takip edebiliyor. Hatta bir tasarım yapabiliyor. Örneğin 3-4 yaşlarındaki bir kız çocuğu ekrandaki bebeği tuşları kullanarak giydirebiliyor, ona yeni elbiseler tasarlayabiliyor. Hatta basit strateji oyunlarını bile oynayabiliyorlar.

Okulda devletin geliştirmiş ve uygulamakta olduğu öğretim programları farklı bilim alanlarına ilişkin bilgileri öğretirken aynı zamanda o çocukların toplumun içerisinde birey olarak hayatlarını sürdürmelerine yardımcı olacak becerilerde kazandırılmaya çalışılır. bunlar programda açık olarak yazılabildiği gibi bazıları örtük olarak ta verilmeye çalışılır. Onun için derslerin öğretim sürecinde öğretmenlerden farklı yöntemler kullanmaları, farklı etkinlikler tasarlamaları istenir. Belirli gün ve haftalarda yapılan etkinlikler çocukların duygusal ve düşünsel anlamda istenilen yönde gelişmelerini amaçlamaktadır. O zamanda ve gelecekte birey olarak toplum içerisinde yaşama, etkili iletişim kurma, problem çözme gibi beceriler okulda öğrenme öğretme süreçlerinde ve diğer alanlarda kullanılan yöntemler ve yapılan etkinlikler vasıtasıyla öğrencilere kazandırılmak istenir.

İçinde yaşadığımız çağa ilişkin yapılan tanımlamalardan biride teknoloji çağı olarak adlandırılmasıdır. Hayatımızın her alanında teknoloji etkin olarak kullanılıyor ve gelecekte daha çok kullanılacağı tahmin ediliyor ise okullardaki öğrenme öğretme süreçlerinin içerisinde de teknoloji yoğun bir şekilde yer almalıdır. Öğrenciler teknolojiyi bilakis kendileri kullanarak öğrenme gerçekleştirmelidirler. böylelikle teknoloji amacına uygun ve faydalı bir şekilde kullanılabilsin. Teknolojinin entegre edildiği ortamlarda eğitim öğretim faaliyetleri ile yüzleşen öğrenciler gelecekte bireysel yada toplumsal ihtiyaçlara göre teknolojik yenilikler geliştirebilirler. Çağın gereklerine uygun üretim yapabilirler. 

Sonuç olarak eğitime teknoloji entegrasyonu çağın getirdiği bir zarurettir. Nasıl ki matbaa icat edildikten sonra halen daha kitapları elle yazmaya çalışanlar çağın gerisinde kaldılarsa, bu günde eğitime teknolojiyi entegre etmeyenler çağın gerisinde kalmaya mahkum olacaklardır. Eğer okullarda eğitime teknolojiyi entegre etmezsek, gündelik hayatta zorunlu olarak kullandığımız teknolojileri sürekli başkalarından satın almak zorunda kalırız. Eğitime teknoloji entegrasyonu aynı zamanda teknolojik üretiminde temelini oluşturacaktır.

 

Coğrafya Eğitimi?


İnsanın sahip olabileceği en büyük güç bilgidir. Bilgi farklı kategorilere ayrılabilir ve her bir kategori kendi özünde değerlidir. Bunlardan biride coğrafya bilgisidir. İnsanın içinde yaşadığı dünya ile barışık ve sürdürülebilir bir yaşamı tesis edebilmesi için coğrafya bilgisine ihtiyacı vardır. Muhtemelen insanın dünyada var olduğu ilk günlerde sahip olmak istediği ilk bilgilerden biri coğrafya bilgisidir. Halen günümüzde dünyada sürdürülebilir bir hayat için sahip olunması gereken en elzem bilgilerden biri yine coğrafya bilgisidir. Çünkü tanımadığınız bir ortam sizin için tehlikelidir. Aynı şekilde bilmediğiniz bir ortam için siz de tehlikeli ve tehdit oluşturuyor olabilirsiniz. Bütün bu olumsuzlukları en aza indirmenin yolu etkili bir coğrafya eğitimi ile mümkün olabilir.




Yeni Yayın

CETETU'NUN ARDINDAN

TÜBİTAK 4005 YEU 121B260 Coğrafya Eğitimine Teknoloji Entegre Edilmiş Etkinliklerin Tasarlanması ve Uygulaması  2020 yılı Aralık ayında TÜBİ...